Elektromanyetik ışınlarının uzayda yayılmasına dayanarak bilgi almak veya verme işlemini üstlenen sistemlere 'radyo' denir. Uzun mesafelere bilgi aktarımını sağlayan önemli çağdaş tekniklerden biridir.
Bir kaynaktan gelen sinyal, büyütüldükten sonra, taşıyıcı bir dalgayı modüle etmekte kullanılır ve yeniden yükseltilip yayınlamak için antene gönderilir. Alıcıdaysa, önce radyo dalgası seçilir; bu dalga demodülasyondan geçer, büyütülür ve hoparlöre gönderilir.
Modülasyon:
Radyo dalgaları alınırken istenilen program ile öteki programları birbirinden ayıracak herhangi bir düzenleme yoksa, alınan yayın çok bozuk olur. Üstelik belli bir alan içinde çok sayıda ve alınmak istenen program uzakça bir antenden yayınlanıyorsa,sonuç daha da kötüleşir.bu sorunun üstesinden gelmek için modülasyon kullanılır. Her verici istasyonun, 'taşıyıcı frekans' denilen, kendine özgü bir ton yapısı kazanması sağlanır. Böylece, istenilen yayın seçilir.
Yayınlanmak istenen sinyal yayınlanmadan önce taşıyıcı dalga üstüne bindirilir. (Bu işleme 'modilasyon' denir). Alıcı aygıt taşıyıcı dalga frekansına ayarlanır ve uygun bir elektronik devre yardımıyla taşıyıcı dalga, asıl sinyalden ayrılır. Demodülasyondan sonra sinyal, yükseltilip hoparlöre gönderilir.
Alıcılarda olduğu gibi vericilerde de, gerekli işlemler farklı tekniklerle gerçekleştirilebilir. Bir tek verici yada alıcı sistemde yapılacak düzenleme çeşitleri de çoktur. Bu yüzden, burada sık kullanılan temel düzenlemelere dayanan modülasyon tiplerini inceleyeceğiz.
AM radyo verici:
Genlik modülasyonlu bir verici için ilk koşul taşıyıcı frekansın değişmez tutulmasıdır. Tersi, alıcıdaki ses niteliğinin bozulmasına ve sesin alçalıp yükselmesine neden olur. Frekansın değişmemesi için, billurlu asilatörlerden yararlanılır. Kullanılan piezoelektrik billurlar arasında, özellikleri en iyi olan kuvarstır. Bu uygulamalarda kullanılan kuvars asiletörler KUVARS SAATİ'ndekilere benzer. Billurlu asilatörlerden çıkan gerilim SİNÜS DALGASI biçimindedir ve seri bağlanmış yükselticilerde yükseltilir.Yayın frekansları, uzun dalga ile çok kısa dalga arasında önemli değişiklikler gösterdiğinden yükselticilere özel biçimler verilmesi gerekir. Radyo frekanslarına göre çalışan bu aygıtlara 'radyo frekans (RF) yükselticileri' denir.
Yayınlanacak sinyal, önce alçak frekans (LF) yükselticisine, sonrada modükülasyon yükselticilerine girer. Bundan çıkışta, yüksek taşıyıcı dalganın genliği gelen sinyalin apansız şiddet değişimlerine göre modüle edilmiş olur. Bu yönteme 'genlik modülasyonu' denir. Sinyali buradan uyum şebekelerine oradan da antene gönderilir.
Yukarıda tanımlanan devre, taşıyıcı dalga ile sinyalin birleştirilmesinden oluşan ve 'DSB' adı verilen çift yan bant üretir. Genellikle F1 frekansında bir sinüs dalgası, başka bir F2 frekansıyla çarpıldığı zaman ortaya (F1 F2) veya (F1-F2)'yi içeren bir dalga biçimi çıkar. Sinyal bir frekans aralığı içerdiğinde, AM sinyali taşıyıcı frekansın iki tarafında oluşur. Söz gelimi, sinyal frekansı 4 kHz, taşıyıcı dalga frekansı 100 kHz ise AM sinyalinin toplam frekans bant genişliği 100 kHz'nin iki yanında yer alan 8 kHz'dir.Başka bir deyişle,bütün kalınlık, 96 kHz ile 104 kHz arasında değişir.100kHz'nin iki tarafında kalan bu bölümlere 'yan bant' denir.
Bu yüzden bazı durumlarda, yan bantlardan biri filtre edilerek, yalnızca öteki yan bant SSB halinde yayınlanır.Filtre edilmiş sinyal bandı yerine başka bir sinyal bildirilerek, tek taşıyıcı ile iki değişik sinyal iletilebilir. Bu tip uygulamalara, uzaktan denetimli aygıtlarda ve stereo yayınlarda rastlanır.
AM alıcıları:
Alıcı, yayın tayfı içinden herhangi birini seçebilmeli, yani özel bir taşıyıcı dalga ile bunun yan bantlarını algılayıp ötekileri filtre etmelidir.
Asıl sinyalin taşıyıcı dalgadan çözülmesinden önce, genellikle, alıcı antenden gelen bileşik sinyal yükseltilir. Bundan sonra bulucu devresiyle sinyal demodüle edilir ve taşıyıcıdan ayrılmış olarak bir LF yükselticisiyle yükseltilir. Frekans seçimi, demodülasyon işleminden önce, on yükseltici aşamasında gerçekleştirilir. Bunun için, rezonans frekansı bir kondansatörle değiştirilebilen rezonans devresi kullanılır.
Özellikle yayın tayfının düşük frekans aralığı çok kalabalık olduğundan, nitelikli ses almada, seçim işini düzenleyen akort devresinin önemi büyüktür. Bazı sistemlerde, iki ya da daha çok sayıda rezonans devresi, yükseltme aşamasında birbirine bağlanır. Bunlar, tek tek değişken kondansatörle akort edilir ve kolaylık sağlamak için ortak bir düğmeye bağlanırlar.
Çok kullanılan başka bir yöntem de, istenen frekansın kaba seçimini yapıp, bunu, 'ara frekans' denilen ayrı bir frekans tayfı bölümüne göndermektir. Bu amaçla, iki sinüs vuru örtecek biçimde yerleştirilir. Bu tip alıcılara Süper heterodin' denir. Süper heterodin ilkesinde, devreyi taşıyıcı dalgaya akort etmek yerine, taşıyıcı dalga, frekansı değişmez bir devreye uyacak biçimde değiştirilir. Bu uygulamalarda, akort edilmiş devreler, en iyi özelliklere göre düzenlenirler. Filtrelenmiş sinyal, ara frekans (İF)yükselticisine, oradan da bulucuya gönderilir.
Ses Bozukluğu, Gürültü ve FM: Yalın radyo ilkelerinin, LF, İF ve RF yükselticileri, akort edilmiş devreler, bulucular gibi karmaşık düzenlemelere dönüştürülmesindeki temel amaç, taşıyıcı dalga ile sinyali, en iyi biçimde algılayıp ayırt etmektir. Sözgelimi, alçak ve yüksek frekansları aynı nitelikte yükseltebilecek bir yükseltici yapma olanaksızdır. Yükseltinin, bunlardan birine göre düzenlenmesi gerekir.
Elektrik devreleri ile hoparlörlerde üstünde durulması gerekli etmenler, ses bozukluğu ve gürültüdür. Ses bozukluğu yükselticinin doğrusal çalışmaması nedeniyle ortaya çıkar. Söz gelimi 10 voltluk bir sinyal 20 V'a yükseltilir. 20 voltluk sinyal de 35 V'a çıkarılırsa, bütün giriş sinyalleri için kazanç aynı olmayacağından, ses bozulur.
Gürültü, istenmeyen sinyallerin tümüdür. Elektrikli makinelerin ya da çok sık kurulmuş verici istasyonlarının yarattığı girişim etkisi nedeniyle ortaya çıkar. AM sistemleri, gürültü etkisine karşı, FREKANS MODÜLASYONU (FM) sistemleri kadar, dayanıklı değildir.FM'ler de sinyal, genlik taşıyıcı değişmez frekansa bildirilmez, bunun yerine, taşıyıcı frekansı, sinyal değerine uygun biçimde kendi frekansından sapacak özellikte düzenlenir FM. Sinyaline karışacak herhangi gürültü, genliği etkiler. Ama frekansı etkilemediğinden, sinyal, değişikliğe uğramadan yayılır. FM'nin önemli olumsuzluklarından biri de, verilen sinyali yaymak için AM'ye oranla çok daha büyük bir frekans bant kalınlığına gereksinimi olmasıdır. VHF ve UHF içinse bu bant daha da geniştir.
Antenler ve Uyum Şebekeleri: Bir havuza bir taş atıldığında dalgalar, eşmerkezli biçimde, dışa doğru yayılırlar. Bir iletkenden alternatif akım geçtiğinde de, benzer bir olay ortaya çıkar. Ancak, dalgalar elektromanyetik yapıdadır. Burada, iletken görevini alternatif akım görevini de yükselticiden çıkan AM ya da FM sinyalleri görür.
Düz bir anten kullanıldığında oluşan dalgacıkları gözle görmek olanaklı olsaydı, sürekli kabaran mayalı hamura benzer bir görüntü izlenirdi. Bu tür bir antene "yönlendirilmiş anten" denir. Dikkatli bir anten düzeni yapılırsa ve dalgalar kullanılırsa radyo dalgaları yönlendirilebilir.
Bir antenle yayınlanabilecek en üst güç uyum şebekeleriyle elde edilir. Bunun ilkesi şöyle açıklanabilir: Bir bataryanın 8 ohm'luk bir iç direnci varsa, bataryanın dış devreye en büyük gücü vermesi için kutupları arasına 8 ohm'luk bir bir direnç bağlanmalıdır. Bataryadan dış çevreye en iyi biçimde güç aktarılması için dirençler arasında uyum sağlamak gerekir. Benzer bir durum alternatif akımlar için de geçerlidir. Ama bunlarda dengelenmesi gereken değer empedanstır.
Bir güç kaynağına (RF yükselticisi gibi) göre, antenin belirli bir empedansı vardır.Bu empedans yükselticini çıkış empedansına uydurulmalıdır.Bu işlevi uyum şebekeleri yerine getirir. Sistem içindeki herhangi bir noktadan güç aktarma ne kadar iyi olursa son sinyaller niteliği de o kadar iyi olur. Dolayısıyla hem yükselticiden yükselticiyle, hem de yükselticiden antene bağlantı birimlerinde uyum tekniklerinin önemi büyüktür.
Alıcı anten, verici antenin tersi yönde işlem görür. Alıcı antende, gelen sinyalin şiddetine göre indüklenen gerilim ve akımlar oluşur. Bunun da belirli bir empedansı vardır ve en üst güç aktarımı için, alıcı giriş devresiyle uyum içinde olması gerekir.